Ayçöreği | Elmalı
Turta
Zeynep Sahra
KİTAP YORUMU
Binlerce kez merhaba....
Gerçek değil! Gerçek
değil!
Özellikle Emir sonra
da Ahmet ama özellikle Emir!
Öhöm öhöm... yoruma
başlamadan uyarmak isterim
Bolca spoi
olabilir... ki bolca kızacağım. Çokça seveceğim yerler olacak okumayanlar için
iyi olmayabilir🙈🙈
İki kitap boyunca bunu
kendime sık sık söyledim.
Söylemeseydim eğer ne olurdu bilemiyorum. Herhalde beni kitabın içinden
çıkaramazdı kimse. Kitabın öyle bir
büyüsü vardı ki... İster istemez hikayenin içine giriyor. Ve ana
karakterin yanında oluveriyorsunuz.
Hiç sahranın yanında
olmadım diyemem ama o kadarda çok değil başlarda baya bir destekledim.
Efendim ilk öncelikle
konusuna gelirsek Sahra kızımız doğduğundan itibaren bir fanusun içindedir. Ama
bu fanusta yok yoktur. Tek bir şey dışında onu da daha sonra söyleyeceğim.
Fanusdan
bahsediyorduk.
Harika bir yer
sevdiği insanların olduğu yer zaten ne zaman harika bir yer değil ki hele de o
yerde bir de sevdiğin aşık olduğun bir insan varsa cennetten bir yer gibidir. Sahra içinde mahallesi aynen böyle bir yerdi. Cennetten bir köşe ve o
köşede her zaman sevdiği yiyecek olan Ayçöreği. Ve bunu ona sağlayan bir adam.
Nasıl sevmesin ki o adamı... aşkından ölecek durumdaydı hep. Taa ki hayatı
ufaktan değişmeye başlayana kadar. Sınavı kazanması, isimsiz birinden aldığı
mektuplar ve sevdiği adamın ona bakmıyor
oluşu artık tahammül sınırlarını
aşmıştı.
Sınavla beraber
fanusu kırma mahalleden çıkma imkanı doğmuştu. Ve mahalleden çıktığında
fanusunda olmayan bir şey gördü. Bir
Romeo ...
Ve hayatı
tekdüzelikten çıkıverdi .
Aslında fanustan çok
bir kozaya benziyordu Sahra ve kozasından başını çıkardı... onun için hayat
başladı.
Kimden başlasam
bilemiyorum. Ama bu hikayede en çok kızdığım kişiyi biliyorum. Ahmet. Başlarda
yaşadıkları durum çok tatlı gelmişti. İyi çocuk Ahmet koruyup kollayan her daim
yanında olan biriydi ama daha sonrası
sıkıcı bir hal almaya başladı. Kızın sevdiğini bile bile bir şey söylemedi. Tek
bir harekette bulunmadı. Ufacık bir hareket yeterdi sahra için ama bunu
yapmadı. Hatta onu suçlu biri gibi bile hissettirdi. Emir’inde dediği gibi
korkak biriydi
Sevgisini
söyleyemedi. Günü güne ekledi . hep doğru zamanı bekledi sözde ama doğru
zamanların tümünü kaçırmıştı Ahmet farkında değildi. İşte en çok bu yüzden
kızıyorum daha sonrada Sahra için söylediği sözlerden çünkü bir süre sonra
Sahrayı hep avuncunda gördü kendini kürkçü dükkanı zannetti. Ancak bilmiyordu
ki dışarısı yaşadıkları yere benzemiyordu.
Gelelim Sahraya kendi
küçük dünyasında o kadar mutluydu ki hiçbir zaman gerçekleri göremedi.
Karşısındaki adamın onu gördüğünü ancak sahip bile çıkamadığını fark edemedi.
Olduğu fanustan çıkmasaydı eğer daha da fark edemeyecek ve içten içe hep
kendini suçlayacaktı. Ancak adımını attı. Ve bambaşka bir dünya ya girdi.
Kendi dünyasında
olamayan tek bir şey vardı onu da buldu. Emir’i.
Emir… belki de Sahra
onu bulmasaydı. Kaybolmuş biri olacaktı. Hiç var olmamış gibi. Sahranın sadece
uzaktan gördüğü biri. Adını bilmediği sadece kız tavlayan biri olacaktı. Ancak
saçma bir parti de berbat bir şekilde tanıştılar. Görünmez iplerle de
birbirlerine bağlandılar. Davranışlarının bir kısmı yanlış mıydı ? Kesinlikle.
Ancak insanın bir yol göstereni olmayınca yanlışa düşe ihtimalide çok yüksek
oluyor hele bir de duygu bakından zayıf olursanız. Ta bir hedef haline geliyor
insan. Tabii bu yanlış olduğunu yapmamasını gerektirdiğini bir şekilde
değiştirmiyor.
Sahra ve Emir’in
birlikte oldukları her an gayet güzeldi. Kavgaları, atışmaları, birbirlerine
ayak uydurmaları harikaydı. Ama özellikle sevdiğim bir şey daha vardı. Ahmet’in
ve Emir’in birbirlerine karşı olan tutumları. Bazı zamanlar o kadar iyi
anlaşıyorlardı ki çok iyi arkadaş olabilirlermiş gibi geliyordu. Tabii aradaki sahra denklemi oluşmadığında.
Birbirlerini çok iyi
anlıyorlardı. Konu özellikle Sahra olunca.
Neyse bu konuyu geçelim gelelim Emir’e yine… bu adam çok güzel Romeo
oluyor insan büyüsüne kapılmadan edemiyor. Yaşadıkları kolay değildi. Ama
galiba en çok da yaptığı fedakarlıklar onu bu denli özel kıldı…
Sahra ve Emir’in her
seferinde Romeo ve Jülietten bölümler okumaları, her bir bakışları ayrı
güzeldi.
Ve bir deAyçöreği ile
Elmalı Turta olayı var
Ben hep Elmalı
Turtayı severim.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder